1920’li yılların sonunda geçen bu hikâye, Fransız bir lise öğrencisi kız ile zengin bir Çinli adam arasındaki yasak ve unutulmaz aşkı anlatıyor. Mekong Nehri üzerindeki bir vapur yolculuğunda tanışan ikili, kısa sürede birbirine çekilir. Genç kız, adamın davetini kabul ederek onun evine gider ve burada hayatındaki ilk aşkı deneyimler. Ancak bu tutkulu ilişki, dönemin toplumsal şartları ve kültürel farklılıkları nedeniyle büyük engellerle karşı karşıya kalır. Irklar arası gerilim, statü farkı ve maddi çıkarlar, aşklarının önüne gölge düşürür. Yine de Çinli adam için bu bağ, hayatı boyunca unutamayacağı gerçek bir aşk anlamına gelir.Marguerite Duras’ın kendi yaşamından izler taşıyan ünlü romanından uyarlanan film, edebiyat dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olan Prix Goncourt’u kazanmıştır. Sade ama yoğun duygularla örülmüş anlatımıyla, hem dönemin atmosferini hem de aşkın evrenselliğini güçlü bir şekilde yansıtır. Bu baş döndürücü uyarlama, izleyiciye hem tarihi hem de duygusal derinliği olan bir deneyim sunar.