İngiltere’nin kuzeyinde, maden ocaklarının kapanmasıyla ekonomik sıkıntılarla boğuşan küçük bir kasaba, sakinleri için alışılmadık bir sabaha uyanır. Kasabaya, farklı kültürlerden gelen mülteci ailelerin yerleştirileceği haberi yayılır. İşsizlik ve geçim derdiyle bunalan bazı kasabalılar, bu yeni misafirlere karşı temkinli ve hatta huzursuz bir tavır sergiler.Başlangıçta, farklı diller, gelenekler ve yaşam biçimleri iki taraf arasında görünmez duvarlar örer. Ancak zamanla, ortak insanlık hikâyeleri, benzer kayıplar ve hayata tutunma çabaları bu duvarları yıkmaya başlar. Küçük jestler, paylaşılan ekmekler ve birlikte atlatılan zorluklar, aralarındaki bağı güçlendirir.Kasaba halkı ve mülteciler, aslında birbirlerinden çok da farklı olmadıklarını keşfeder. Dayanışma, empati ve dostluk, ön yargıların yerini alırken, kasaba yeniden umutla nefes almaya başlar.